Vücudumuzda çeşitli kolajen molekülleri bulunuyor ve her bir molekülün temel görevi bağ dokusu yapısını güçlendirmek olsa da özel birtakım görevleri daha söz konusudur. Temelde 6 tane kolajen tipi bulunur ve her birinin vücudumuzda farklı farklı görevleri vardır.
Tip 1 Kolajen: Vücudumuzdaki kolajenin yüzde doksanını tip 1 kolajen oluşturuyor. Kemik, deri, tendon, fibröz, kıkırdak ve diş yapısının kurulmasında görevlidir.
Tip 2 Kolajen: Tip 2 kolajen ise eklemlerde yer alan elastik kıkırdakta bulunur.
Tip 3 Kolajen: Kas, organ ve damar yapılarının temelinde yer alır.
Tip 4 Kolajen: Tip 4 kolajen ise cilt katmanlarında bulunan kolajen tipidir.
Tip 5 Kolajen: Cildin, saçın ve plasentanın dokularında bulunan lif benzeri bir kolajen tipidir. Tip 5 kolajen ayrıca gözlerde özellikle de kornea kısmında bulunur.
Tip 10 Kolajen: Tip 10 kolajen genellikle ağ oluşturan kolajen olarak tanımlanır. Eklem kıkırdağında ve kemiklerde bulunan bir kolajen tipidir.
Kolajen kaybı yaş ilerledikçe sıkça görülen bir durumdur ve yaşlanma kolajen kaybındaki temel faktör olarak görülür. Ancak kolajen kaybına yol açan temel faktör yaşlanma olsa da tek faktör değildir. Uzun süre güneş ışığına maruz kalma, strese bağlı olarak vücut tarafından salgılanan kortizol miktarındaki artış, yanlış ve zayıf beslenme alışkanlıkları, çevre kirliliği gibi toksinlere maruz kalma, uyku düzensizliği sorunu veya yeterince uyuyamama, rafine edilmiş aşırı şeker tüketimi, sigara, menopoz, vücudumuzdaki vitamin ve minerallerin emilimini zorlaştıran birtakım tedaviler gibi durumlar da vücudumuzdaki kolajen miktarını düşüren faktörlerdendir.
Eğer vücudumuzdaki kolajen miktarında düşüş söz konusu ise bunu anlamanın birtakım belirtileri vardır. Tırnaklarda kırılma, saçlarda dökülme, diş eti kanaması, cilt yüzeyinde kırışıklık, burun kanaması, aşırı yorgunluk, cildin nem dengesinin bozulması, solgun cilt görünümü, kıkırdak dokuda yıpranma, kas kütlesinde azalma, eklem ağrıları ve kemik yapıda güçsüzlük gibi belirtiler baş gösterir. Bu belirtilerin tamamını ya da birkaçını kendinizde gözlemliyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna giderek gerekli testlerinizi yaptırmanızı öneriyoruz. Bu durumun nedeni vücudunuzdaki kolajen eksikliği olabileceği gibi farklı bir sorundan da kaynaklanıyor olabilir. Fakat bu durumun nedeni kolajen eksikliği ise endişelenmenize gerek yok; çünkü kolajen takviyesi ve kolajen içeren besinlerle vücudunuzu destekleyebilirsiniz.
Kolajen takviyesi almak istiyorsanız doğal besinlere yönelmeniz mümkün çünkü kolajen içeren pek çok besin bulunuyor. Kolajen desteği almak isterseniz en etkili ve en sağlıklı sonuç kolajen içeren doğal besinleri tüketmeniz olacaktır. En çok kolajen içeren besinleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Et ve kemik suyu: Et ve kemik suyu en çok kolajen içeren besin grubu olarak karşımıza çıkıyor. Ağırlıklı olarak tip 1 ve tip 2 kolajen içeren et ve kemik suyu, eklem fonksiyonlarını desteklemeye yardımcı olur. Kaynatılan et ve kemik suyu katılaşıp jel kıvamına geldiğinde bundan bir miktar alıp yüzünüze sürmeniz ise cildiniz için şahane bir kolajen desteği olacaktır. Ancak çoğunuzun bunu yapmak yerine kolajen takviyesi almayı tercih ettiğini biliyoruz.
Yeşil sebzeler: Bol miktarda lif ve vitamin içeren yeşil sebzeler de kolajen açısından oldukça önemli takviyelerdir. Ayrıca klorofil miktarı olan yeşil sebzeler vücudumuzu UV ışınlarına karşı korumakta da önemli bir rol oynar.
Sarımsak: Sarımsağın içinde bulunan yoğun kükürt miktarı kolajen oluşumuna katkı sağlar.
Bu besinlerin yanı sıra yumurta beyazı, avokado ve avokado yağı, soya ürünleri, kırmızı meyve ve sebzeler ve fasulye gibi besinler de kolajen üretimini arttırmaya yarayan gıdalardır. Bu gıdaları tüketmenize rağmen hala kolajen eksikliğiniz olduğunu düşünüyorsanız ya da bu gıdalar arasından sevmediğiniz besinler varsa bu noktada kolajen takviyelerine başvurmanızda fayda var.
Kolajenin cilt sağlığının gelişmesinde olumlu yönde katkısı vardır. Cildin güçlenmesi ve hidrasyonunun sağlanması ve cilt kuruluğunun, çatlaklarının ve kırışıklarının önlenmesi konusunda kolajenler oldukça etkilidir. Saçların ve tırnakların güçlenmesi de kolajen desteği ile mümkündür.
Kemiklerin doğal yapısını oluşturur ve sağlamlığını arttırır. Kolajen eksikliği durumlarında ise kemiklerin kırılganlığı artar ve osteoporoz hastalığına yakalanma riski artar.
Eklemlerin daha esnek hale gelmesine katkıda bulunarak eklem ağrılarını azaltır.
Kolajen, vücudun iç dokularında da iyileşmeye katkı sağlar. Damar esnekliğini arttırır ve doku yapısını güçlendirerek daha kaliteli bir dolaşım sistemi oluşturur.
Yaşlanma ile birlikte saçlarınız dış etkenlerden daha çok etkilenerek güçsüzleşir ve kırılır. Saçların dökülmemesi ve eski gürlüğüne kavuşması için kolajenin önemli ölçüde etkisinin olduğu bilinir.
Kolajenler iyileşme sürecinin de hızlandırılmasına katkı sağlar. Yapılan araştırmalarda yaşlanma ile birlikte vücuttaki yaraların daha geç iyileştiği görülmüştür ve bu durumun nedeni kolajen kaybıdır. Bu nedenle kolajen takviyesi ile vücuttaki yaralar daha hızlı iyileşme gösterecektir.
Özellikle kadınların yaşadığı selülit probleminde de kolajenlerin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Kolajen, cilt yüzeyinin hemen altında olan bağ dokusunu toparlar ve böylece selülitlerin azalmasına yardımcı olur.
Kolajen takviyelerini tercih ettiğiniz markanın kullanım tavsiyesine göre tüketmelisiniz çünkü her ürünün kullanım önerileri değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak kolajen takviyelerini günde bir porsiyon olacak şekilde almalısınız ve 2-3 ay boyunca aksatmadan düzenli bir şekilde kullanmalısınız. Önereceğimiz ve sizin dikkat etmeniz gereken bir diğer püf nokta ise kolajen takviyelerine 2-3 aylık düzenli bir kullanımdan sonra bir süre ara vermeniz olacaktır.
Kolajen kullanımı temelde yaş faktörüne bağlı olarak azalan bir durumdur. Bu nedenle erken yaşlarda kolajen takviyesinin kullanılması pek önerilen bir durum değildir. Uzmanlara göre kolajen takviyesi 30 yaşından sonra kullanılmaya başlanmalıdır. Yılda 3 kez ve 3 aylık kürler şeklinde kullanılmalıdır. Düzenli kullanım sağlandığı takdirde ise kolajen takviyelerinin uzun vadeli olumlu sonuçlarına tanık olabilirsiniz.
Kolajen takviyesi kullanmaya başlayan insanlar kolajenlerin yan etkilerinin olup olmadığını merak ederler. Ancak kolajen takviyeleri çok sık kullanılan ve ciddi yan etkileri olmayan takviyelerdir. Hafif sindirim sistemi sorunlarına ve ağızda kötü bir tada neden olabilir. Bu takviyeler farklı vitamin ve mineraller içerdiği için alerjik reaksiyon geçiren insanların dikkatli olmasında fayda vardır. Takviyeyi kullanmadan önce ürünün içeriğinin detaylı bir şekilde okunması gerekir. Hamilelerin de kolajen takviyesi ve içeriğindeki ürünler hakkında hassas davranması önerilmektedir.
Kolajen takviyeleri konusunda pek çok marka bulunmaktadır. Bu markalar arasından kendi vücudunuza ve sağlığınıza en uygun olanını bulmaya çalışmalısınız. Bu noktada size sıkça tercih edilen birkaç marka önermek istiyoruz. Eczacıbaşı ve Day2Day gibi markalar kolajen takviyeleri konusunda en sık tercih edilen markalar arasında yer alıyor. Bu markaları ise sagliksepeti.com güvencesi ile sizlerin hizmetine sunuyoruz.
Çocukların sağlıklı büyüme ve gelişimi için yeterli beslenme büyük önem taşır. Gelişme çağındaki çocukların, ihtiyaç…
Sağlıklı Kemikler ve Kalp Sağlığı İçin Güçlü Bir İkili Vitaminler, sağlığımız için hayati rol oynayan…
Sağlıklı dişler, sadece güzel bir gülüş değil, aynı zamanda iyi bir beslenme ve öz güven…
Saç bakımı ve rengi, kişisel ifademizin önemli bir parçasıdır. Ancak saç boyama işlemi çoğu zaman…
Çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için dengeli beslenme önemlidir, fakat bazı besin öğeleri vardır ki,…
Vichy'nin Liftactiv serisi, yaşlanma belirtilerini hedef alan ve cildin genç ve sağlıklı görünümünü destekleyen etkili…